Her gün derdimizi anlatmak için kullandığımız bir çok özlü söz, deyim ve atasözü var. Bazılarımız özlü sözler, deyimler ve atasözleri olmadan kendini ifade bile edemiyor günlük hayatta. Hepsi nesilden nesile, dilden dile birbirinden farklı anlamlar taşıyor geçiyor. Bazısı nesiller arasında kaybolsa da günümüze dek süregelen ve hepimizin diline pelesenk olmuş hala birçok deyim ve atasözümüz var. Peki nesilden nesile unutulmadan geçen bu sözleri günlük hayatta doğru kullandığımıza emin miyiz? İşte Türkçe’deki yerini koruyarak günümüze kadar gelen ama günlük hayatta yanlış kullanılan deyimler ve atasözlerinin bazıları.
1. “Su uyur düşman uyumaz”
Doğrusu: “Sû uyur düşman uyumaz.”
Suyla düşmanı aynı söz içinde kullanmak her ne kadar yanlış gelsede kulağa, duymuşuz bi’kere büyüklerimizden kullanıyoruz işte. Burda su ile bahsi geçen aslında askerdir, yani sû eski dilde asker anlamına gelmektedir.
2. “Geçti Bolu’nun pazarı, sür eşeği Niğde’ye”
Doğrusu: “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye.”
İkisi de şehir adı olması itibariyle kullanırken çokta yabancı karşılamasak da bu atasözününde doğrusu aslında bizim bildiğimiz hali değil. Burada bahsi geçen Bolu değil aslında Bor’dur. Bor Niğde’nin bir ilçesidir. Zamanında Bor pazarı çok erken saatte kurulup yine erken bir saatte toplandığı için bu söz ortaya çıkmış.
3. “Göz var nizam var.”
Doğrusu: “Göz var izan var.”
İşte yanlış olduğunu duyunca çok şaşırdığımız bir atasözü. Doğrusunda nizam yerine izan vardır. İzan anlayış veya anlama yeteneği anlamına gelmektedir.
4. “Saatler olsun”
Doğrusu: “Sıhhatler olsun.”
Tıraş olduktan sonra veya duştan çıktıktan sonra her defa söylenen bu sözü söyleyenler bu iki olayla saati nasıl yanyana getirmişler anlamak zor ama doğrusunu duyunca insan bir rahatlayıveriyor. Sıhhat sağlık demektir.
5. “Su küçüğün söz büyüğün.”
Doğrusu: “Sus küçüğün söz büyüğün.”
Küçüklükten beri bu lafı duydukça misafirlikte küçük çocuklara su verilerek susturulduğunu falan hayal ederdim büyükler konuşabilsin diye ama doğrusunu öğrenince aklımda ki mantıksızlık çözülüverdi.
6. “Eşek hoşaftan ne anlar.”
Doğrusu: “Eşek hoş laftan ne anlar.”
Eşekle hoşafı bir türlü bağdaştıramayan zihniyetlerin ıstırabına son vermiş bulunmaktayız.
7. “Sıfırı tüketmek”
Doğrusu: “Zafiri tüketmek.”
Sıfırın zaten tüketilemeyecek bir şey olduğunu bilen mantıklı beyinler işin doğrusunu öğrendikten sonra umuyorum ki daha çok kullanmaya başlayacaklar bu sözü. Zafir soluk demektir.
8. “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.”
Doğrusu: “Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.”
Yine büyüklerimizden duyup sorgulamadan aklımıza kaydettiğimiz biz atasözündeyiz. Burada bahsi geçen ana annemiz değil yarda sevgili anlamında gelen yar değildir. Doğrusu Ane’dir ve Bağdat civarında ki bir uçuruma verilen addır. Yar ise hem ana hem uçurum anlamına gelen sesteş bir kelimedir ki, burada uçurum anlamı kullanılmaktadır.
9. “Güzele bakmak sevaptır.”
Doğrusu: “Güzel bakmak sevaptır.”
Yoldan geçen güzel kızlara bakan erkeklerin kaçış yoludur ve hiç bi’zaman doğrusunu öğrenmek istemezler. Ee tabi kim kaybetmek ister sevapları. Fakat doğrusu tabi ki de öyle değildir.
10. “Kısa kes Aydın havası olsun.”
Doğrusu: “Kısa kes Aydın abası olsun.”
Bunu yanlış olarak kullanan insanlar acaba hangi amaca hizmet kullanıyorlardı bilmiyorum fakat eğer kısa kesilen söz ise ardından Aydın havası olması pekte mantığa yatmıyor. Doğrusunda geçen aba bir çeşit kıyafettir.
11. “Haydan gelen huya gider”
Doğrusu: “Hayy’dan gelen Hu’ya gider”
Kendini hiç fark ettirmeden yıllar boyu gizlemeyi başarmış tek atasözü bu olsa gerek. Çünkü yanlışı da doğrusu da aslında aynı yazılıyor tek fark tırnak işaretleri! Hayy ve Hu Alalh’ın isimleridir ve aslında söz, Allah’tan gelen Allah’a gider anlamına gelmektedir.
12. “Azimle sıçan duvarı deler.”
Doğrusu: “Azimli sıçan duvarı deler.”
İşte doğrusu ve yanlışı arasında aslında hiç bir fark olmadığı düşünülen bir sözdeyiz. Halk arasında azimle sıçmak ve azimli sıçmak arasında bir fark yok olarak görülse de aslında doğrusun da bahsi geçen “azimli sıçan” hayvan olan sıçanı kastetmektedir.
13. “Ziyaretin kısası makbuldür.”
Doğrusu: “Ziyaretin kısas’ı makbuldür.”
Benim bile şuan öğrendiğim ve şaşkınlıkla karşıladığım bir atasözündeyiz. Aslında kısası değil kısas’ı yani karşılıklı olanı makbulmüş ziyaretin.
14. “Elinin körü”
Doğrusu: “Ölünün kûru.”
Sıkça kullandığımız bu sözde aslında doğru değildir. Doğrusu kûr, yani mezar anlamına gelmektedir.
BONUS: “Oku okuda baban gibi eşek olma”.
Eveet geldik hepimizin aslında bildiği o komik ve saçma söze. Ne bir deyim ne bir atasözü ama yıllardır sıklıkla söyleniyor ve büyüklerimiz aslında eşek olanın baba olmadığını söylüyor. Gerçekten de yapılan hata ufak bir virgül hatası. Doğrusu; “Oku oku da baban gibi, eşek olma.”‘dır. Bir virgülle tüm karmaşayı çözebiliriz..